Ruhsuzluk

UMUT VAR OLMA SAVASININ ADIDIR Günümüzde yasamak geçmis zamanlara oranla daha zor. Insanin yasamla basa çikabilmesi için kaygi, yalnizlik, seçme ve sorumluluk konulariyla yüzlesmesi gerek. Varolus sorununu çözmesi, yasadigi çevreyi ve dünyayi anlamlandirmasi ile mümkün. Bunun için iki rehberi var; din ve felsefe. Insanin yasama bakisi yillar içinde degisiyor. Çünkü insanin biyolojik yasaminin yaninda içinde bulundugu sosyo - psikolojik bir süreç var. Bu nedenle insanin bilgilenme ihtiyaci her geçen gün artiyor, ancak bilgiye ulasmak da yetmiyor, onu islemek ve yasama geçirmek gerek. Bu süreçte yasami sorguluyor ve anlamlandirmaya çalisiyoruz. Insan dogustan mi "insan" olarak doguyor? Yoksa içinde bulundugu topluma göre mi "insan olma niteligi" kazaniyor? Toplumun ahlak kurallarina uyan "ahlakli" insan olmali? Yoksa kendi inandigi degerler nedeniyle dogruyu yapan, yani "etik" davranan insan mi olmali? 2020'den itibaren, geçmisten çok farkli olarak, sonrasini öngöremedigimiz bir dünyada yasamaya basladik. Hem de çok kisa bir süre içinde bu noktaya geldik. Gelecegi tahayyül edemiyoruz, plan yapamiyoruz, daha önce hiç yasanmamis bir süreçte, ne yapacagini bilmez haldeyiz. Güçlü psikolojinin en önemli ayaklarindan biri olan "umut" azaliyor, hatta kayboluyor. Umut insani gençlestirir, kisinin enerjisini yüksek tutar. Umut var olma savasinin adidir; bu nedenle umudu kaybetmek yasama heyecanini, iradesini kaybetmek demektir.